Gemi ile bağlantı kesildi! Buradan gemi ile ilgili canlı haberleri ve yorumları dinleyebiliyoruz

Watch live streaming video from insaniyardim at livestream.com
İsrail gemilerin iletişimi koparmış ve kötü şeyler olmaktadır. Sokaklara çıkıp sesimizi duyuralım, internet üzerinden sesimizi duyuralım. İsrail'e bir taş da biz atalım !

7 Haziran 2010 Pazartesi

Hakan Albayrak
halbayrak@yahoo.com
07 Haziran 2010 Pazartesi

Mavi Marmara çamur tutmaz!

Başına birbuçuk metre mesafeden dört kurşun sıkılan 19 yaşındaki Furkan'ın ve diğer sekiz şehidimizin cesetlerine tükürürcesine İsrail'i haklı çıkarmaya çalışanlar var. İsrail gemiye müdahale edeceğini önceden söylemiş, buna rağmen Gazze'ye gitmekte ısrar edenlerin kendileri kaşınmış, zaten yardım da insani yardım değil İslami yardımmış, bunların alayı HAMAS'çı ve Hizbullah'çıymış, hükümet de onları durdurmadığı için suçluymuş, falan filan.

Yahu, Mavi Marmara gemisi İsrail'in Gazze'ye uyguladığı gayri insani, gayri ahlaki, gayri meşru ve de illegal ablukaya karşı bir vicdan ayaklanmasını temsil ediyor. Bu ayaklanmayı kanla bastırmaya çalışan İsrail'i anlayışla karşılamak nasıl bir vicdansızlıktır?

devamı için tıklayın

Dünya bu raporu konuşuyor...



İsrail komandolarının, Mavi Marmara'ya yaptığı kanlı baskında kullandığı mermiler girdiği yeri dağıtıp parçalamış.

İngiliz The Guardian gazetesi de şehitlerin Adli Tıp raporunu yayımladı. Reuters haber ajansının Guardian'a dayanarak geçtiği habere göre 9 Türk gönüllünün vücudunda 30 kurşun izi var.

Şehit düşenlerin otopsi raporları İsrail'in amacının katliam yapmak olduğunu ortaya koydu. Gönülülerin neredeyse tamamı yakın mesafeden ateş edilerek katledilmiş.


Dünya bu raporu konuşuyor...

Gazeteye konuşan Adli Tıp Kurumu Başkan Yardımcısı Yalçın Büyük 19 yaşındaki Furkan Doğan'ın 45 santimden daha yakın bir mesafeden şehit edildiğini söylüyor.

İsrail askerleri Furkan'ı, suratından, kafasının arkasından, iki kez bacağından ve bir kez de sırtından olmak üzere 5 kurşunla vurmuş. Yani bu, İsrail komandosu'nun Furkan'ı uzaktan vurduktan ve yere düşürdükten sonra da başına geçip ateş etmeyi sürdürdüğü anlamına geliyor.

60 yaşındaki İbrahim Bilgen ise şakak, göğüs, kalça ve sırtından dört kez vurulmuş. Rapora göre şehitlerden 5'i kafalarına isabet eden birden çok kurşun yarasıyla hayatını kaybederken, üçü de ya sırtlarında ya da göğüs bölgelerinden çok sayıda kurşun yarası almış.

Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce ise kurşunların 9 milimetrelik silahlardan atıldığını ve ilk kez kullanılan bir kurşuna rastladıklarını anlattı.

5 Haziran 2010 Cumartesi

Dünyadan protesto fotoğrafları...















http://www.facebook.com/album.php?id=128033110555705&aid=20643&s=0&hash=8adea73f0b134f0f9812794c55c4b5d6

http://www.facebook.com/photo.php?pid=270001&id=128033110555705#!/album.php?aid=20646&id=128033110555705

4 Haziran 2010 Cuma

Albayrak:`One minute` diyerek ateş ettiler!

http://www.analizmerkezi.com/Haber/Gundem/03062010/AlbayrakOne-minute-diyerek-ates-ettiler--VIDEO-.php

Sinema ve dizi oyuncusu kardeşi Sinan Albayrak`la birlikte Gazze`ye insani yardım malzemesi götüren gemide yer alan ve İsrail`i sert bir şekilde eleştiren yazırlarıyla tanınan Yeni Şafak gazetesi yazarı Hakan Albayrak, İsrail askerlerinin baskınını ve yaşadıklarını anlattı.

24 TV`ye röportaj veren Albayrak İsrail askerlerinin "one minute" diye bağırarak kendilerine saldırdığını kaydetti.

İlk saldırıda plastik bombaları, ses ve gaz bombaları atmalarına rağmen İsrail askerlerini gemiye sokmadıklarını anlatan, Hakan Albayrak: “Geminin her tarafını tuttuk ama onlar bunu gurur meselesi yaptılar ve gerçek mermilerle taramaya başladılar. Çok sayıda arkadaşımız şehit olunca ve yaralanınca gemide beyaz bayrak çekilmek zorunda kalındı” dedi.

Teslim olma sürecinden sonra 15 saat süren bir gemi yolculuğu yaptıklarını belirten Albayrak, İsrail askerlerinin “one minnute” diye bağırarak yaralı sivillerin üzerine bastığını söyledi. Hakan Albayrak, İsrail askerlerinin büyük bir nefretle “one minute” diyerek kendilerine saldırmasına ilişkin olarak “İsraillilerin en büyük düşman olarak Türkiye’yi gördüğünü anladım” dedi.

3 Haziran 2010 Perşembe

ihh başkanı açıklama yapıyor



Siyonistlerde insanlık adına hiçbirşey kalmamış! Gemideki sivillere bunu yapanlar 62 yıldır Filistin halkına neler yapıyor varın siz hesap edein...
İhh başkanının da dediği gibi "bu dava devam edecek, yılmayacağız!"

"One Minute" Right Now!

2 Haziran 2010 Çarşamba

İsrail’e en güzel cevap New York Times’dan

İsrail’e en güzel cevap New York Times’dan


“Rotamız Gazze Yükümüz İnsani Yardım” gemilerine uluslararası hukuk kurallarını ayaklar altına alarak askeri saldırı düzenleyip yardım gönüllülerini öldüren ve yaralayan İsrail, sadece Türkiye değil dünya basınında da sert bir şekilde eleştiriliyor.

Yardım gemilerine yönelik saldırıda 10’un üzerinde insanın öldürülmesi ve onlarca yaralı olması İsrail’i uluslararası kamouyonda da zor bir durumu soktu. Bugüne kadar yaptığı her saldırıda medya desteğini arkasına alan İsrail, ABD basınında bile tepki topluyor.

ABD’nin en etkili gazetelerinden The New York Times bugünkü sayısında İsrail’in saldırılarına tam sayfa ayırdı. Sabrina Tavernise imzası taşıyan haberde yardım gemilerinin yola çıkması ve İsrail’in saldırılarıyla bölgedeki dengeleri değiştirdiği vurgulanıyor.

“İsrail’in silah taşıyorlar” propagandasına da cevap verilen haberde gemilerde insani yardım malzemeleri, tıbbı cihaz ve inşaat malzemeleri bulunduğu vurgulanıyor. “Türk Yardım grupları Gazze’de amborgosunu deldi” başlıklı haberde “Özgür Gazze Hareketi Gazze’ye girme amacımız başarısız olsa da dünya İsrail’in sivillere karşı askeri güç kullandığını görmüş oldu” ifadelerine yer veriliyor.

İsrail kaynakları tarafından İHH ve Başkanı Bülent Yıldırım hakkındaki iddialarına da yer verilen haberde, “Türkiye’deki olağanüstü dönemde bile İHH yetkililerinin mahkeme tarafından aklandığı” dile getiriliyor.

İHH’nın sadece Gazze ve savaş bölgelerine değil, dünyanın dört bir tarafındaki yardıma muhtaçlara insani yardım malzemesi gönderdiğini yazan New York Times, “İHH, Haiti ve Afrika ülkeleri dahil 100 kadar ülkede yardım faaliyetleri yapıyor” dedi.

BASIN AÇIKLAMASI – 31 Mayıs 2010

BASIN AÇIKLAMASI – 31 Mayıs 2010

Saygıdeğer basın mensubu arkadaşlar,

İsrail’in uluslararası hukuk kurallarını yerle bir ederek gerçekleştirdiği devlet terörünün üzerinden 14 saat geçti. Ancak dostlarımız ve gemilerimiz hakkında net bir bilgiye hâlâ sahip değiliz. Şehit sayımızın ne kadar olduğunu, yaralılarımızın hangi şartlar altında bulunduklarını maalesef bilemiyoruz. Bu nedenle endişemiz her geçen dakika artıyor.

31 Mayıs sabahı saat 04.30 sularında terörist bir eylemle silahlı olarak arkadaşlarımıza hunharca saldıran İsrail, gemilerimizi işgal ettikten sonra enformasyon terörüne de imza atmıştır. Ancak şunun bilinmesini isteriz ki, ne şehitlerimizin naaşlarının ne yaralılarımızın ne de insani yardım malzemelerimizin peşini bırakacağız. Bize verilen emanetlerin sorumluluğunu sonuna kadar taşıyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

******

İsrail’in enformasyon terörü sadece şehitlerimiz ve yaralılarımız hakkında bilgi vermemesiyle sınırlı değil maalesef. Uyguladığı teröre kılıf bulmak için her türlü yöntemi kullanan İsrail, sabah saatlerinden itibaren yardım filosundaki gemilerden askerlerine yönelik silahlı saldırıda bulunulduğu yalanını da ortaya atmıştır.

Bir defa daha ifade edelim ki gemilerimiz İrlanda, Türkiye ve Yunanistan gümrüklerinde gerekli tüm işlemler yapılarak yola çıkmıştır. Dolayısıyla sadece ve sadece insani yardım bulunduğu tescillenen gemilerimiz uluslararası hukukun güvencesi altında olmalıdır. Ancak gemilerimiz terörist bir saldırıyla işgal edildikten sonra İsrail tarafından gemilerimize silah konulması gibi bir durumla karşı karşıya kalacağımızdan da endişe ediyoruz. Amaçları sadece insani yardım götürmek olan insanları katleden terör devletinden her türlü ahlaki zafiyeti ve kalleşliği beklemekteyiz.

*****

İsrail kaynakları tarafından yapılan açıklamada 39 Türk gazetecinin sınır dışı edilerek Türkiye’ye gönderileceği bildirildi. Bu arkadaşlarımız için havaalanında bir karşılama töreni düzenlenerek Levent’teki İsrail konsolosluğu önünde ortak bir açıklama yapılacaktır. Levent’teki nöbetimiz de gemilerdeki arkadaşlarımız serbest bırakılıp şehitlerimizin naaşları teslim edilinceye kadar devam edecektir.

Başbakanımızın da belirttiği gibi İsrail’in yaptığı insanlık dışı bir devlet terörüdür. Gemilerimize yönelik saldırı bir defa daha ortaya koymuştur ki, İsrail bölgede barış istemiyor; aksine kandan beslenmeye devam etmek için elinden gelen her türlü mücadeleyi sürdürüyor. İsrail kan dökmek için kararlı ama biz Filistin’in özgürlüğü için ondan daha da kararlıyız.

Gelişmelerle ilgili sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz.

Saygılarımızla….

İHH İNSANİ YARDIM VAKFI

Filistin’e Özgürlük Konvoyu ve Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım Filosu hakkında

Filistin’e Özgürlük Konvoyu ve Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım Filosu hakkında

Gazze Şeridi üç seneyi aşkın bir süredir ekonomik ambargo ve abluka altında bulunduruluyor. Yaklaşık 35 aydır devam eden ambargo ile İsrail sadece asgari düzeyde gıda ve yakıt girişine izin veriyor. BM’nin 2008’de yayınladığı bir rapora göre yarısından fazlası yoksulluk sınırı altında yaşayan ve işsizlik oranının %45 olduğu Gazze halkı ihtiyaçlarının büyük bölümünü tünellerden sağlamaya çalışıyor. Ambargo ile birlikte ilaç ve tıbbi malzemelerin girişinin sınırlanmasıyla kanser ve böbrek hastalıkları ile tedavi edilebilir hastalıklardan yaklaşık 10 bin kişi hayatını kaybetti. En son Aralık 2008-Ocak 2009’da İsrail’in Dökme Kurşun Operasyonu çerçevesinde Gazze Şeridi’ne havada, karadan ve denizden düzenlediği saldırılarda 1500’e yakın Gazzeli hayatını kaybetti. Can kaybının yanı sıra 6 binden fazla konutun yıkıldığı Gazze’de altyapı da büyük zarar gördü. Ambargo bu saldırıların ardından daha da sıkılaştırıldı. BM Kalkınma Programı tarafından Mayıs 2010’da ilan edilen rapora göre üzerinden 16 ay geçmesine rağmen İsrail’in son saldırılarının ardından Gazze’de oluşan hasarın dörtte üçü ambargo sebebiyle hala onarılamadı. Gazze’de halen 5.000 aile çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor.

Filistin ve Filistin özelinde Gazze, İslam dünyasında ve dünya kamuoyunda hassasiyetle yaklaşılan en önemli meselelerden biri olmaya devam ediyor. Hükümetlerin ve devletlerarası organizasyonların soruna yönelik pasif tutumları da sivil inisiyatiflerin önem kazanmasına ve öne çıkmasına sebep oluyor.

Filistin ile sivil dayanışmanın önemli bir örneği de geçtiğimiz yıl sonunda gerçekleşti ve Aralık 2009’da, kuşatma ve ambargo altındaki Filistin halkı ile dayanışma amacıyla Amerika, Avrupa ve Asya ülkelerinden araçların katılımıyla Filistin’e Özgürlük Konvoyu oluşturuldu. Üçüncüsü düzenlenen uluslararası konvoyun Türkiye ve Ortadoğu ayağı İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından organize edildi. Konvoy ile Gazze halkına aralarında ambulansların, gezici aşevinin, minibüslerin, kamyonetlerin ve çöp arabalarının bulunduğu 155 araç teslim edildi. 17 farklı milletten 500 gönüllünün katıldığı konvoyda Türkiye’den 220 kişi yer aldı. 6 Aralık’ta İngiltere’den yola çıkan konvoy Türkiye, Suriye, Ürdün ve Mısır üzerinden geçerek 7 Ocak’ta Gazze’ye ulaştı. Konvoyla stokları tamamen tükenmiş olan tıbbi malzemeler de bölgeye ulaştırıldı. Konvoy, yol güzergâhı boyunca halkların yoğun ilgisi ile karşılaştı ve güzergâh ülkelerinde Filistin uzun süre gündem oldu.

Filistin’e Özgürlük Konvoyunun ardından denizden bir yardım koridorunun açılması hedefiyle Rotamız Filistin Yükümüz Özgürlük adıyla yine uluslararası bir inisiyatif ile yeni bir kampanya düzenleniyor. Dünyanın her yanından binlerce gönüllü tarafından, aylar süren yoğun çalışmalar sonrasında İrlanda, İngiltere, Cezayir, Kuveyt, Yunanistan ve Türkiye’den yola çıkan gemiler Gazze’ye 15.000 tonu aşkın yardım malzemesi ulaştıracak. Ambargonun başladığı üç yıl öncesinden bu yana, daha önce küçük gemilerle denizden tam yedi defa ulaşılan Filistin’e, bir seferde bu kadar büyük çaplı bir yardım organizasyonu ilk defa yapılıyor. Filoda 50 ülkeden ve 3 semavi dinden çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcileri, bağışçılar, aktivistler, medya mensupları ve parlamenterler olmak üzere yaklaşık 800 kişi yer alıyor. Özgürlük Filosu katılımcılarının ülkeleri ise şu şekilde: İngiltere, İspanya, Afganistan, Venezuela, Endonezya, Malezya, Kuveyt, Avustralya, İsveç, Moritanya, Makedonya, Bahreyn, Pakistan, Vatikan, Almanya, Arjantin, Fas, Kosova, İtalya, Kanada, Suriye, Lübnan, Umman, Pakistan, Güney Afrika, Fransa, Bosna Hersek, Yeni Zellanda, ABD, İrlanda, Yunanistan, Yemen, Ürdün, Arnavutluk, Mısır ve Türkiye vs. Özgürlük Filosu yolcuları arasında Kuveyt’ten 1, Cezayir’den 10, Ürdün’den 1, Yemen’den 3, Bahreyn’den 1, Fas’tan 1, Almanya’dan 2, İngiltere’den 1, İsveç’ten 1, Mısır’dan 2 milletvekili; Arap İzleme Komitesi Başkanı Muhammed Zeidan, 1948 Toprakları Hareketi lideri Raid Salah, İsrail yasama meclisi Knesset üyesi Hanin Zuabi de bulunuyor. 4 yük gemisi ve 5 yolcu gemisinden oluşan özgürlük filosu Gazze’ye havlu, nevresim takımı, kumaş, halı gibi tekstil malzemeleri; çimento, inşaat demiri, fayans, kereste, sunta, iskele, su tesisatı, plastik doğrama, cam, çelik halat, ölçüm aletleri, el arabası, çivi, armatür, boya, trafo, su tankları gibi inşaat malzemeleri; ultrason cihazı, röntgen cihazı, elektrikli hasta yatağı, diş ünitesi, eco dobler cihazı, tekerlekli sandalye, akülü araba, sedye, deambülatör, sterilizatör, mamografi cihazı, mikroskop, diyaliz makinası, radyoloji ekranı, koltuk değneği, kbb ünitesi, ameliyat masası, jinekolog masası gibi tıbbi malzemeler ve stokları tükenen ilaçlar; jeneratör, prefabrik çocuk bahçeleri ve olmak üzere toplam 15 bin tonu aşkın malzeme götürüyor. Yardım filosunda Türkiye’den 3, Yunanistan’dan 1, İrlanda’dan 1, İngiltere’den 2, Cezayir’den 1 ve Kuveyt’ten 1 olmak üzere toplam 9 gemi bulunuyor.

İsrail hükümeti ise bu hafta sonu Gazze’ye ulaşması planlanan ve yüzlerce aktivist ve binlerce ton malzeme taşıyan gemileri durdurmak için askeri bir operasyona hazırlanıyor. En son yapılan kabine toplantısında komandoların gemilere çıkması, operasyonun bizzat Deniz Kuvvetleri Komutanı tarafından yönetilmesi, özgürlük filosu yolcularının Ashod’da hazırlanan toplama kampına alınıp sorgulanması ve Filistinlilerin tutuklanıp, diğer katılımcıların sınır dışı edilmesi kararlaştırıldı. Ancak yardım filosu uluslararası sulardan geçerek Gazze karasularına girecek. İsrail’in kendi egemenlik yetkisinin bulunmadığı Gazze karasularında ilerleyen gemilere müdahale etmesi uluslararası hukuk kurallarının açık bir şekilde ihlal edilmesi olacak. İsrail Dışişleri Bakanlığı tarafından son günlerde başlatılan bir medya kampanyası ile filonun aslında Gazze için hayati önem taşımayan malzemeler taşıdığı ve bunların İsrail tarafından karadan zaten Gazze’ye sokulduğuna vurgu yapılıyor. Ancak İsrail’de insan hakları alanında faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu olan Gisha’nın Filistinli iş adamlarından ve uluslar arası organizasyonlardan temin ettiği ve Mayıs 2010 tarihli raporuna göre Gazze’ye girişine izin verilmeyen ithalat kalemlerinin listesi oldukça kabarık. Reçel, çikolata, sirke, helva, zencefil, patates cipsi, kuru meyve gibi gıda malzemeleri; kereste, çimento, demir gibi inşaat malzemeleri; plastik, cam ve metal kaplar; tekstil malzemeleri; balıkçılık malzemeleri; defter, A4 kağıt, kalem gibi kırtasiye malzemeleri ve at, keçi, inek ve tavuk gibi çiftlik hayvanları, Gazze’ye giriş çıkışına izin verilmediği tespit edilebilen ithalat kalemlerinin sadece bir kaçı.

Türkiye, Antalya’dan 27 Mayıs Perşembe gecesi saat 24.30′da demir alan gemiler, diğer ülkelerden gelecek gemiler ile Kıbrıs açıklarında uluslararası sularda bir araya gelecek. Gemiler eğer İsrail tarafından engellenmez ise 28 Mayıs Cuma günü yola çıktıktan sonra 24 saat içerisinde Gazze’ye ulaşacak.